AİLENİN VE DİNAMİK NÜFUS YAPISININ KORUNMASI PROGRAM PAKETİNDEKİ TÜM AYRINTILAR

Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması programı çerçevesinde hazırlanan yeni paket Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklandı. 

66 eylemin bulunduğu paketten onlarca müjdeyi veren Başbakan Davutoğlu, doğuma bağlı çalışma konusunda düzenlemeler yapacaklarını, analık izni bitiminden sonra yarı zamanlı çalışma ancak tam maaş imkanı getireceklerini belirtti. İşte Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı dahilinde hazırlanan yeni paketteki tüm ayrıntılar: 

AİLENİN VE DİNAMİK NÜFUS YAPISININ KORUNMASI PROGRAMI 
 Göç ve kentleşme, kültürel değerlerdeki aşınma, aile eğitimindeki eksiklikler, yeni iletişim teknolojileri gibi nedenlerle zayıflayan aile içi iletişimi ve dolayısıyla aile kurumunu güçlendirmek sağlıklı bir toplumun devamlılığını sağlamak açısından hayati önem taşımakta. Ülkemizde yaşanan demografik dönüşüm sürecinin sonucunda gelecekte genç nüfus yapısından, yaşlı bir nüfus yapısına yönelik bir değişim yaşanacak. 

Genç nüfusumuzun payı azalırken, yaşlı nüfusumuzun payı artmakta. Bu programdaki temel amaç, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişmesini desteklemek üzere dinamik nüfus yapısının korunması, aile kurumunun güçlendirilmesi ve böylece sosyal refah ve sosyal sermayenin artırılması. Bu programda 66 eylem bulunmakta. 

Bu programın içerdiği önemli eylemler ise şu şekilde: Sosyal Yardım ve Sosyal Hizmete İhtiyacı Olan Bütün Dezavantajlı Vatandaşlarımıza Ulaşacak Olan Aile Sosyal Destek Programının (ASDEP) altyapısını tamamlanarak ASDEP aşamalı olarak hayata geçirilecek. Aile ve İş Yaşamının Uyumlaştırılması kapsamında: 

1. Doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürelerin memuriyet kıdeminde değerlendirilmesi sağlanacak. 
 2. İşçi ve memurlara doğuma bağlı 6 aya kadar yarı zamanlı çalışma hakkı tanınacak. 
3. İşçi ve memurlara çocuğun okula başlama yaşına kadar kısmi süreli çalışma hakkı verilecek. 
4. Evlat edinme, işçi annenin ölümü ve prematüre doğumlarda izin haklarının genişletilmesi sağlanacak. 
5. Doğum yardımı ödeneğinin anneye verilmesi düzenlenecek. 
6. Eşi doğum yapan işçiye babalık izni verilmesi düzenlenecek. 

 • Aile Bakanlığı izniyle açılan kreşlere (MEB izniyle açılan kreşler gibi) 5 yıl vergi istisnası tanınacak. 
 • Yurt dışında merkezler açılarak yurt dışında yaşayan yurttaşlara sosyal hizmet ve yardımlara erişimine destek sağlanacak. 

 • Belediyelere kreş açma zorunluluğu getirilecek. • Gençlerde evliliğin teşvik edilmesi amacıyla destek modeller geliştirilecek. 
 • Kadın girişimciliğinin ve istihdamın desteklenmesi sağlanacak. 
• Kötü alışkanlıkların ve bağımlılıkların azaltılmasına yönelik hizmetlerin etkinliği artırılacak. 
 • Evlilik öncesi eğitim programı yaygınlaştırılacak. • Aile Eğitim Programı yaygınlaştırılacak
 • Aile danışmanlığı hizmetleri yaygınlaştırılacak. 
 • Aile içi şiddetin önlenmesine yönelik çalışmaların etkinliği artırılacak 
• ASPB bünyesinde faaliyet gösteren yaşlı hizmet merkezlerinin sayısı artırılarak faaliyet alanları genişletilecek 
 • Aile ve bebek dostu kültürel ortamlar oluşturulacak 
 • “Engelli, Yaşlı ve Çocuk Dostu Şehirler” modeli geliştirilecek. 
 • Mevcut örgün ve yaygın öğretim programlarının aile değeri ekseninde gözden geçirilerek bu kapsamda yeni materyallerin hazırlanması sağlanacak. 

 Aile Sosyal Destek Programı ile sorun yaşayan bütün dezavantajlı vatandaşlara ulaştırılacak. Ulaştırılan vatandaşlara kamunun kendileri için sağladığı imkanlar konusu bilgilendirilecek, gerekli durumlarda yönlendirilecek ve yönlendirilen vatandaşlara sorunlarını etkin bir rehberlikle çözmeye çalışılması hedefleniyor. 

Bakanlık, sosyal yardımlardan ve hizmetlerden yararlanan yaklaşık 30 milyon kişinin detaylı bilgisine sahiptir. Bu bilgilerden yola çıkılarak oluşturulacak risk haritalarına göre illerde görevlendirilecek ASDEP görevlilerinin sayısınca bölgelere ayrılacak. İl Müdürlüklerine bağlı, mobil bilişim alt yapısına sahip ASDEP görevlilerinin her biri bu bölgelerin birinde görevlendirilecek. 

Bu görevliler, kendi bölgelerinde Bakanlığın ve diğer kamu kurumlarının sağladığı her türlü hizmetin bilgisine ve dezavantajlı vatandaşların detaylı bilgisine sahip olarak çalışılacak. İmkânlar ölçüsünde daraltılacak olan bu bölgelerde görev yapacak ASDEP elemanlarının ilk ve asıl görevleri, ulaşılması gereken ancak ulaşılamayan ve bu yüzden de kamunun imkânlarından yararlanamayan hiçbir mağdur vatandaşın kalmamasını sağlamak olacak. 

ASDEP programının hayata geçmesiyle, ASDEP elemanları görev alanlarında tespit edecekleri, aile içinde yaşanan şiddet, erken yaşta evlilik, çocukları eğitimden alıkoyma, madde bağımlılığı vakası, dramatik geçim zorluğu vakaları, arızi nedenlerle ortaya çıkan yoksulluk, sosyal veya tıbbi yardım gerektiren diğer vakaları uygun Bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına yönlendirecek ve yeterli hizmet almalarını takip edecek. 

 ASDEP görevlilerinin vatandaşlara ulaşmanın yanında, ikinci ve aynı derecede önemli diğer temel görevleri ise bakanlığın görev alanına giren ve vatandaşlara sağlanan, engellilere veya yoksul çocuklara sağlanan aile yanında destek vb. imkânların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını denetlemek olacak. 

 Söz konusu görevlilerin mesailerinin tamamına yakınını görevli oldukları alanda geçirecek olmaları ve ihtiyaç duyulan bölgelerde oluşturulacak küçük irtibat bürolarının dışında fiziksel alt yapıya ihtiyaç duymayacak olmaları önemli bir avantaj. Sağlık Bakanlığı’nın yaygın bir biçimde yapılandırmaya çalıştığı, Aile Hekimliği çerçevesindeki, 900’ü aşkın Toplum Sağlığı Merkezlerinde söz konusu irtibat büroları açılacak. 

Bu durum hedef kitlesi büyük ölçüde örtüşen iki bakanlığın çalışmalarını daha etkin hale getirmelerine önemli katkılar sağlayacak. Kırıkkale, Rize, Sakarya ve Altındağ’daki ilk uygulamada çalışacak ASDEP görevlilerinin eğitimi tamamlanarak, yeni geliştirilen bilişim altyapısıyla ilgili son çalışmaların da tamamlanmasıyla, programın ilk uygulamasının Ocak ayı sonunda başlatılması hedefleniyor. 

ASDEP programının yazılımı Bakanlık bünyesinde hazırlandı. ASDEP Personel İhtiyacının Karşılanması Bakanlığımız ASDEP’i, hane bazlı olarak açılan mevcut aktif 3.5 milyon dosya üzerinden başlatacak. Yapılan çalışmalar, her 500 aktif dosyanın bulunduğu bölgede bir Sosyal Hizmet Görevlisinin bulunmasının ideal olacağını göstermekte. 

Bu kapsamda ASDEP’in ülke çapında hayata geçirilmesi için 7 bin meslek elemanına ihtiyaç duyulmakta. Bakanlığımıza 2015 yılı içinde hizmet alımı ile 5000 adet meslek personeli istihdamı imkanı verilirse bu personel eğitilerek, ASDEP tedrici olarak yaygınlaştırılabilir. 

 ASDEP Gerekçe Kamunun vatandaşlara sağladığı, özellikle dezavantajlı vatandaşlara sağladığı bir çok imkan bulunmakta. Ancak bu imkanlara rağmen bir çok vatandaşımızın söz konusu imkanlardan haberdar olmaması veya haberdar olmasına rağmen söz konusu imkanlardan yararlanma yollarını bilmemesi gibi nedenlerle mağdur olmaları söz konusu. 

Ayrıca kamunun vatandaşlarımıza sunduğu kapsamlı sosyal yardımlar olmasına rağmen bu yardımların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı yeterince denetlenememekte. ASDEP’in hayata geçmesiyle söz konusu her iki alanda yaşanan -vatandaşa ulaşma ve denetleme- sorunlar aşılacak. Bu programla, vatandaşlarımıza, kendi ev ve mahallelerinde, her konuda kendisine danışabilecek, kendilerine kamu kurumları nezdinde etkin rehberlik yapacak bir görevliye kavuşmaları sağlanacak. 

(Aile ve iş hayatının uyumlaştırılması kanun tasarısı) 1- Doğum Nedeniyle Ücretsiz İzinde Geçen Sürelerin Derece Kademe İlerlemesinde Değerlendirilmesi Mevcut durum: Kadınların doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen süreleri derece ve kademe ilerlemesinde sayılmamakta. 

Öneri: Kadınların ücretsiz doğum izninde geçen sürelerinin borçlanma yapmaksızın derece ve kademe ilerlemesinde sayılmasının sağlanması. Gerekçe: Anayasanın 10. maddesi uyarınca kadınların doğum yapmaları nedeniyle uğradıkları hak kayıplarının erkeklerin askerlikte geçen sürelerinde olduğu gibi intibak hakkının tanınması. 2- Doğuma bağlı yarı zamanlı çalışma Mevcut durum: Analık izni sonrasında yarı zamanlı çalışma imkanı bulunmamakta. 

Kamuda analık iznin bitiminden itibaren 12 aya kadar süt izni hakkı bulunmakta. Öneri: Analık izni bitiminden sonra ilk çocuk için 2 ay, ikinci çocuk için 4 ay, üç ve üzeri çocuklar için 6 ay olmak üzere yarı zamanlı çalışma imkanı tanınması 0-12 aylık bebekleri evlat edinenlerin de kapsama alınması 

Bu sürenin engelli çocuk doğuranlar için 12 aya çıkarılması Çoğul gebelik halinde yukarıdaki sürelere birer ay eklenmesi Yarı zamanlı çalışılan süre için mevcut süt izninin uygulanmaması,bu iznin yarı zamanlı çalışma süresinden sonra kullanılması (doğumdan sonra 1 yıl tamamlanana kadar) Yarı zamanlı çalışılan süre içerisinde ücretin tam olarak ödenmesi Özel sektördeki kadın işçinin ücretinin yarısının ve sigorta priminin İşsizlik fonundan karşılanması 

 Gerekçe: Doğum sonrasında annenin bebeği ile daha fazla zaman geçirmesi,iş hayatından kopmaması ve gelir kaybı yaşanmaması 3- Çocuk Okul Çağına Gelinceye Kadar Ebeveynlere Kısmi Süreli Çalışma Hakkının Tanınması Mevcut durum: Çocuk okul çağına başlayana kadar ebeveynlere tanınmış izin hakkı bulunmamakta. 

Öneri: Okul çağına kadar memur ve işçi ebeveynlere günlük çalışma sürelerini yarı sürelere kadar azaltma imkanının sağlanması. ÇSGB bu teklifi, özel sektörde kadın istihdamının azaltacağı ve iş kaybını önlemek gerekçeleriyle özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisinin hayata geçirilmesi şartıyla uygun görmekte. 

Gerekçe: Çocuğun özellikle okul öncesi dönemde kişilik gelişiminin tamamlandığı, gerek psikolojik gerekse fizyolojik olarak çevreye uyum sağlama sürecinde hastalıklarla en fazla mücadele edildiği, sosyal çevre ile ilişkilerin kurulduğu, farklı davranış ve öğretilerin kazanıldığı bir dönem olması nedeniyle anne ve babaya en fazla ihtiyaç duyulan bir dönem. 

Bu dönemin sorunsuz geçirilmesi için ebeveynler tarafından kullanılacak esnek çalışma zamanlarının düzenlenmesi geleceğe sağlıklı nesiller yetiştirilmesi için son derece önemli. 4- Prematüre doğum, evlat edinme ve annenin ölümü halinde izin haklarının düzenlenmesi 

Mevcut Durum: Kamuda çalışanlarında doğum sonrasında annenin ölümü halinde geri kalan doğuma bağlı izinlerden baba yararlanabilmekte ancak özel sektörde çalışanlar için bu hak mevcut değil. Kamuda çalışanların evlat edinmesi halinde ücretsiz izinden yararlanabilmekte, özel sektör çalışanları söz konusu haklardan yararlanamamakta. Prematüre doğumlar için ilave izin bulunmamakta. 

 Öneri: İşçiler için doğum sonrasında annenin ölümü halinde geri kalan izinlerden babanın yararlandırılması, İşçilerin evlat edinmesi halinde ücretli ve ücretsiz doğuma bağlı izinlerden yararlanma imkanının sağlanması Memurlar için prematüre doğumlarda ilave analık izni imkanının sağlanması 

 Gerekçe: Doğum sonrasında annenin bebeği ile daha fazla zaman geçirmesi, iş hayatından kopmaması ve gelir kaybı yaşanmaması. Mevcut Durum: Kendisi veya eşi kamuda çalışan kadının doğum yapması halinde doğum yardımı ödeneği yalnız babaya verilmekte. 

Öneri: Doğum yardımı ödeneğinin anneye verilmesi Gerekçe: Türk Medeni Kanununda aile reisliği kavramının kaldırılmış olması ve ailenin sorumluluğunun eşlerin eşit paylaşımına verilmesi nedeniyle söz konusu ödeneğin talep eden eşe verilmesini gerekli kılmakta. Mevcut Durum: Özel sektörde çalışanlar için babalık izni bulunmamakta. İşçiler için mazeret izni bulunmamakta. 

Öneri: İşçiye; eşinin doğum yapması veya evlat edinmeleri hâlinde üç gün izin verilmesi, İşçilerin en az yüzde yetmiş oranında engelli ya da süreğen hastalığı olan çocuğunun hastalanması halinde, hastalık raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar ücretli izin verilmesi. 

Gerekçe: Anayasa’nın eşitlik ilkesini düzenleyen 10’uncu maddesi gereğince 657 ve 4857 sayılı kanunlarda uyumlaştırma sağlanacak. Mevcut Durum: MEB izni ile açılan özel okulöncesi (4-6 yaş) eğitim kurumları vergi teşvikinden yararlanmakta ancak ASPB izni ile açılan özel kreşler (0-6 yaş) yaralanamamakta. 

Kreş ve bakım hizmetleri ile okulöncesi eğitimin yaygınlığı düşüktür. 2012-2013 yılı 3-5 yaş net okullaşma oranları yüzde 27 civarındadır. Kreşlerde bakım hizmetlerinden faydalanan 0-3 yaşındaki çocukların oranı en yüksek gelir gruplarında bile yüzde 10 ila 20 arasında. 

Öneri: ASPB izni ile açılan kreşlerin MEB izni ile açılan okulöncesi eğitim kurumlarına tanınan vergi teşviklerinden yararlanması (Bu öneri, Maliye Bakanlığı’nın mutabakatına tabi.) 

Gerekçe: OECD ülkelerinde nüfus artışı bakımından en etkili politikalar kreş ve okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması politikalarıdır. Kreş hizmetlerinin ve okul öncesi eğitimin kaliteli, ucuz ve yaygın bir şekilde sunulması ebeveynlerin çocuk bakım sorumluluklarını hafifletmekte, kadın istihdamını desteklemekte ve beşeri sermayeyi güçlendirmekte. 

Mevcut Durum: Belediye Kanununda kadın ve çocuklar için konukevleri açabilir ibaresi bulunmakta. Öneri: Belediyelere kreş ve gündüz bakım evi kurma yükümlülüğünün getirilmesi. (Bu öneri, Maliye Bakanlığı’nın mutabakatına tabi.) Gerekçe: Onuncu Kalkınma Planı’nda ve Ulusal İstihdam Stratejisi’nde kadın istihdamının artırılması için kaliteli ve finansal olarak ulaşılabilir çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması hedeflerine yer verilmekte. 

Bununla birlikte OECD ülkelerinde nüfus ve kadın istihdamının artışı bakımından en etkili politikaların kreş ve okul öncesi eğitiminin yaygınlaştırılması politikaları olduğunu göstermekte. Bu bağlamda pek çok Avrupa Birliği Ülkerlinde olduğu gibi okul öncesi kurumların sayılarının arttırılmasında en etkili yol yerel yönetimler tarafından yaygınlaştırılmasının sağlanması. 

 Diğer Önemli Eylemler Gençlerde evliliğin teşvik edilmesi amacıyla destek modelleri geliştirilecek Bu eylem kapsamında: Ebeveynler çocuğun doğumundan sonra, bireysel Emeklilik Sigortası benzeri bir “Çeyiz Hesabı” açtıkları takdirde, devlet de katkı sağlayacak. Genç, 18 yaşından sonra kendi yatırdığı miktarı istediği şekilde çekebilecek, evlilik cüzdanını ibraz ettiği takdirde Devlet payını da alması sağlanacak. 

 Ayrıca, yapılacak araştırmalarla ailelerin çocuk sahibi olmalarını olumlu veya olumsuz yönde etkileyen faktörler belirlenecek, elde edilecek veriler doğrultusunda nüfusun dinamik yapısının korunması için uygun proje ve programlar geliştirilecek. Gerekçe: Genç yaşta evliliğin teşvik edilmesi için uygulanabilir modellerin geliştirilmesinin ve çeşitli modellerle çocuk sahibi olmanın özendirilmesinin dinamik nüfus yapısının korunmasına önemli katkılar sağlayacağı değerlendirilmekte. 

Kötü alışkanlıkların ve bağımlılıkların azaltılmasına yönelik hizmetlerin etkinliği arttırılacak Bu Eylem kapsamında: Hükümetimiz nezdinde geliştirilen uyuşturucuyla mücadele acil eylem planı çerçevesinde, hem yetişkinlere hem de çocuklara yönelik, koruyucu önleyici hizmetlerimizi artıracağız. 

 Önümüzdeki dönemde sokakta yaşayan, çalışan, çalıştırılan ve risk altında olduğu tespit edilen çocuklar ile koruma altında olup madde bağımlılığı tedavisi tamamlanan çocuklar ve ailelerine yönelik psiko-sosyal destek programları oluşturulacak. Uyuşturucu ve istimara maruz kalan çocukların rehabilitasyonu için Çocuk Destek Merkezleri kurulacak ve yeni geliştirilen ANKA programı tüm bu merkezlerde uygulanmaya başlanacak. 

 Gerekçe; Bağımlılıkların azaltılması için koruyucu önleyici hizmetlerin ön planda olacağı bu eylemin olumlu sonuçlar vereceği değerlendirilmektedir. Evlilik Öncesi Eğitim Programını Yaygınlaştıracak Bu eylem ile: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak 2012’te yürütmeğe başladığımız Evlilik Öncesi Eğitim Programı tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılacak. 

Bu eğitim programı ile evlenmeye hazırlık yapan vatandaşlarımızın aile hayatına iyi bir başlangıç yapabilmeleri ve evliliklerini daha sağlıklı bir zeminde yürütebilmeleri için Evlilikte İletişim ve Yaşam Biçimleri; Aile Hukuku; Evlilik ve Sağlık gibi konularda eğitim verilecek. Gerekçe: Evlenecek çiftlerin evliliğe adım atmadan önce evlilik konusunda kapsamlı bir biçimde bilgilendirilmelerinin evliliğin sürdürülmesine önemli katkılar sağlayabileceği değerlendirilmekte. 

Aile Eğitim Programı yaygınlaştırılacak Bu Eylem ile ülkemizde sağlıklı, mutlu ve müreffeh ailelerin kurulabilmesi, ailelerin kamunun sunduğu eğitim, hukuk, iktisat, medya ve sağlık alanlarındaki hizmetlerden daha etkili biçimde faydalanabilmeleri, aile içi süreçlerini işlevselleştirerek aile yaşam kalitelerinin artması, sahip oldukları her türlü kaynağı etkili bir şekilde yönetmeleri ve karşılaşabilecekleri çeşitli risklere hazırlıklı olmaları amacıyla Bakanlığımız ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla ailelere eğitimler verilecek. 

 Bu eğitimlerin 2011 yılından bu yana Bakanlığın taşra birimlerince çeşitli illerimizde Aile Eğitim Programı adı altında icrasına başlanmış olup, 2017 yılı sonuna kadar bu eğitimler imkanlar ölçüsünde yaygınlaştırılacak. Gerekçe: Ailenin sorun çözme kabiliyetini önemli ölçüde yükselten aile eğitim modüllerinin her biri çok önemlidir. 

Uygun kişi ve ortamlarda verilmesi durumunda ailelerin güçlenmesine ve sorun çözme kabiliyetinin artmasına önemli katkıları olacak. Aile Danışmanlığı Hizmetleri yaygınlaştırılacak Bu eylem kapsamında: Mesleki Yeterlilik Kurumunca 2014 yılı başlarında bir meslek olarak tanınan Aile Danışmanlığı 2015 yılında ulusal yeterlilik çalışmaları da tamamlanarak tanımı belirli bir meslek olarak tescil edilmesi sağlanacak. 

Belediyeler Birliği tarafından belediyelere Aile Danışmanlığı kadrosu verilmesi çalışmaları devam etmektedir. (ASPB Aile Danışmanı istihdam etmeyecek, hizmet belediyelerce verilecek, ASPB sadece eğiticilerin eğitiminde ve materyal hazırlayıp dağıtmada rol alacak. 

Aile ve Boşanma Süreci Danışmanlığı kapsamında hazırlanan ve hazırlanacak olan materyal ve broşürlerin çoğaltılması ve dağıtımı Bakanlığımız il müdürlüklerince yapılacak. Gerekçe: Aile Danışmanlığı ile Aile ve Boşanma Süreci Danışmanlığı sorun yaşayan aileler için önemli danışmanlık hizmetleri sunarak sorunları büyümeden çözme imkanı sağlanabilinecek. 

 Aile içi şiddetin önlenmesine yönelik çalışmaların etkinliği artırılacak Bu eylem kapsamında: Türkiye genelinde Bakanlığımıza bağlı 95, Yerel yönetimlere bağlı 33 ve STK’lar bağlı 3 olmak üzere toplam 3.378 kapasite ile 131 Kadın Konukevi, 25 ilk kabul birimi ve 14 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi hizmet vermekte. Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddetle mücadele için, başta asayiş görevlileri olmak üzere kamu personeline eğitim verilmekte. 

Ayrıca yerel yönetimler, STK’lar ve Merkezi yönetim arasında kadına yönelik şiddetle mücadelede işbirliği ve koordinasyonun artırılması için 26 ilde yürütülen proje kapsamında; Kurumsal hizmet birimlerinde standardizasyon sağlanması ve hizmet kalitesinin artırılması, 1550 çalışana eğitici eğitimi verilerek toplamda 35.000 sağlık çalışanına ve 140.000 emniyet personeline ulaşılması hedeflenmekte. 

Şu anda 14 ilde hizmet veren Şiddeti Önleme Hizmetleri 81 ile yaygınlaştırılacak. Gerekçe: Aile içi şiddetin her türlü imkan seferber edilerek sıfırlanması temel hedefimizdir ve bu eylemin hedefimize önemli katkısı olacağı değerlendirilmekte. 

Aile ve Bebek Dostu Kültürel Ortamlar Oluşturacak Bu eylem kapsamında: Yazılı ve görsel yayınlar ile sivil toplum kuruluşlarının ve işyerlerinin aile dostu faaliyetleri çocuk ve ailelerin ruhsal ve bedensel yönden sağlıklı şekilde yarınlara hazırlanmaları için çalışmalar yapılmakta. 

Bakanlığımız, Sağlık Bakanlığı İçişleri Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın da desteği ile “aile ve bebek dostu” uygulamaların geliştirilmesini sağlayacaktır. Bu çerçevede, sivil toplum kuruluşlarınca hazırlanan projeler desteklenecek, Türkiye genelinde akran eğitimi kapsamında “Anneden Anneye Destek Gruplarının kurulması ve yaygınlaştırılması ile 0-3 yaş bebek ve çocukların zihinsel ve ruhsal gelişiminin sağlanması yönünde programların geliştirilmesi, bebek ve çocuk takip protokolleri kapsamında güncellenerek yaygınlaştırılacak. 

Gerekçe: Aile ve Bebek Dostu ortamlar oluşturmanın hem ailenin güçlendirilmesine, hem de dinamik nüfus yapısının korunmasına önemli katkılar sağlayacağı değerlendirilmekte. ‘Engelli, Yaşlı ve Çocuk Dostu Şehirler’ Modeli Geliştirilecek Bu eylem ile: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İçişleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlıkları ve Belediyeler işbirliği ile şehirlerimiz “engelli ve çocuk dostu şehirler” olması için desteklenecektir. 

Bu kapsamda, park bahçe oyun alanları, sokaklar, okul bahçeleri vb. alanların çocuk dostu bir şekilde düzenlenmesi için standartlar geliştirilecek. Sivil toplum kuruluşlarının ve işyerlerinin aile dostu faaliyetleri desteklenecek. Bu politika kapsamında, Bakanlığımız ve diğer kamu kuruluşlarında STK’ların aile dostu uygulamaları ve proje teklifleri ile özel sektörün bu alandaki sosyal sorumluluk projeleri, öncelikli olarak değerlendirilerek uygun görülenler desteklenecek. 

Gerekçe: ‘Engelli, Yaşlı ve Çocuk Dostu Şehirler’ modelinin geliştirilmesi çabalarının hedefine az da olsa ulaşması sadece engelli, yaşlı veya çocukları değil toplumun tamamını olumlu etkiyecek. ASPB bünyesinde faaliyet gösteren Yaşlı Hizmet Merkezlerinin sayısı artırılarak faaliyet alanları genişletilecek. Bu eylem ile: Yaşlılar için gündüz ve evde bakım hizmeti sunan yaşlı hizmet merkezleri yaygınlaştırılacak. 

Yaşlı nüfusun ve kadın istihdamının fazla olduğu yerlerde yaygınlaştırılması düşünülen bu merkezlerde faaliyetler zamanla genişletilerek yaşlıların tüm bakım ihtiyaçlarının karşılandığı merkezlere dönüştürülmeleri sağlanacak. Gerekçe: Hızla artan yaşlı nüfusumuzun bakım ihtiyacının en iyi şekilde karşılanabilmesi amacıyla değişik hizmet modeli çalışmalarının yapılması bir zorunluluk. 

 Mevcut örgün ve yaygın öğretim programlarını aile değerleri ekseninde gözden geçirerek bu kapsamda yeni materyallerin hazırlanmasını sağlanacak. Bu eylem kapsamında: Mevcut eğitim müfredatı aile değerlerinin ve kültürünün geliştirilmesi çerçevesinde gözden geçirilecek, gerekli görülmesi halinde yeni program ve eğitim materyallerinin hazırlanması sağlanacak. 

Gerekçe: Ailenin hem kurulmasında hem de sağlıklı bir biçimde sürdürülmesinde hayati derecede önemli olan aile değerleri tevarüs ettiğimiz kültürel mirasın ayrılmaz bir parçası. Dolayısıyla, ailenin korunması ve güçlendirilmesi için yapılacak çalışmaların kültürel mirasın korunması ve yeniden üretilmesi çabalarından ayrı değerlendirilmemesi gerekir. 

Bu çerçevede, aile kültürü ve değerlerinin, söz konusu mirasın aktarılmasında ve yeniden üretilmesinde çok önemli bir yeri olan örgün ve yaygın eğitim ve öğrenim kurumlarının müfredatında dikkate alınması hem o kurumların müfredatı hem de ailenin korunması için çok önemli bir imkan olacağı değerlendirilmekte.trthaber

Blogger tarafından desteklenmektedir.