Lgs’de Başarı Reçetesi

8. sınıf öğrencileri için ders çalışarak ve test çözerek geçen zorlu bir maratonun bitiş çizgisine doğru yaklaşıyoruz.

1 Haziran’da yapılacak LGS’de öğrenciler sınavda, aileleri ise dışarıda ter dökecek. Başarı için bilgi ön şart ama tek başına yeterli değil. Öğrencilerin sınav kaygısıyla nasıl başa çıkacağını da bilmesi gerekiyor.

Bu noktada ailelere de büyük görev düşüyor. Dr. Görkem İldaş’ın hazırlayıp sunduğu eğitim ve gençlik programı Yolun Başındayken’de uzmanlar uyardı: Seçtiğiniz kelimelerden kullandığınız beden diline kadar dikkat edin!

LGS ÖNCESİ AİLELER NE YAP(MA)MALI?

1 Haziran’da yapılacak LGS öncesi iyi bir lisenin yolunu tutmak isteyen öğrencilerin heyecan düzeyi yüksek. Ama anne babalar dikkat! Farkında olmadan çocuğunuzun kaygı düzeyini artırabilirsiniz.

Marmara Eğitim Kurumlarından Uzman Klinik Psikolog Özer Öztürk, sınav kaygısına neden olmamaları için anne va babalara uyarılarda bulundu.

SADECE SÖYLEM YETMEZ, BEDEN DİLİNE DE DİKKAT

‘Söylemlerin altında bir takım gizli mesajlar var. Çocukların korteksleri o gizli mesajları işleyebiliyor, alabiliyor. Onun için ailelerin sadece söylemleri değil, aynı zamanda tutum ve davranışları da çok önemli’ diye konuşan Öztürk, söylemlerle beden dili arasında uyum olması gerektiğinin altını çizdi. ‘Elinden gelenin en iyisini yap, gerisi çok da önemli değil’ benzeri söylemleri beden diliniz onaylamıyorsa mesaj çocuğa şöyle gider: Sınavı kazanamazsan canına okurum! Bu mesaj çocukta kaygıyı artıracaktır.’

İDDİALI CÜMLELERDEN KAÇININ

Öztürk’e göre ''Çok zekisin başaracağına eminiz’ gibi cümleler çocuk üzerinde baskı oluşturabiliyor. Bu da çocuğun kaygı ve korku düzeyini yükseltebiliyor.‘Çok zekisin’in altında yatan, ‘her şeyi başarabilmeliyim’ mesajıdır diyen Öztürk, ‘bunun üstesinden gelebilirsin' gibi daha ılımlı ve amaca hizmet eden söylemler geliştirilmesini istedi.

ÇOCUĞUNUZU BAŞKASIYLA KIYASLAMAYIN

Öztürk’e göre anne ve babaların yanlış davranışlarından birisi de çocuğunu başkasıyla kıyaslamak.

‘Bazı aileler kendi çocuklarının seviyeleriyle değil de başka çocukların aldığı puanlarla ilgileniyor’ diyen Öztürk, ‘kendi çocuğunuzu kendi sınırları içerisinde, kendi ilgi ve yetenekleri seviyeleri bakımından değerlendirin’ önerisinde bulundu.

İşte Uzman Klinik Psikolog Özer Öztürk’ten