Milli Eğitim Bakanından Öğretmen Maaşları ve Ek Ders Ücretleri Açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığına ait bütçenin görüşülmesi sırasında hem açıklama yaptı hem de soruları cevapladı. 



meb Öğretmen Maaşları ve Ek Ders Ücretleri Açıklaması 

Öğretmenlerimizin mali ve sosyal hakları üzerinde de önemli iyileştirmeler yapılmış ve Bakanlığımız bünyesinde göreve yeni başlayan 9'uncu derece 1'inci kademedeki bir öğretmenimizin maaşı 3.320 TL, ek ders ücreti net 13,90 TL olmuştur. 

Haftada on beş saat, ayda altmış saat ek ders veren bir öğretmene 834 Türk lirası ek ders ücretiyle birlikte toplam 4.154 Türk lirası aylık ücret olarak ödenmektedir. Ayrıca tüm öğretmenlerimize eğitim öğretim yılı başında "eğitim ve öğretime hazırlık ödeneği" adı altında 1.130 lira ödenmiştir.  

TEMEL AMACIMIZ ÖĞRETMENLERİN NİTELİĞİNİ ARTIRMAK 

 Burada sertifikasyon sistemlerini çok çok önemsiyoruz çünkü bunu özellikle meslek liseleri açısından da, biraz sonra ifade edebileceğim gibi, kredilendirmekle ilgili de bir modellememiz söz konusu. 

Türkiye'nin bu çerçevede öğretmenine yapacağı yatırımla ki bilirsiniz birçok uluslararası metinde "Hiçbir ülkenin eğitim sisteminin kalitesi öğretmeninin niteliğini aşamaz." der. Dolayısıyla, bizim temel problematiğimiz öğretmenimizin niteliğini yükseltmek için gayret sarf etmek. 

Birçok Anglosakson ülkesinde artık mezuniyetten iki sene sonra mezuniyet not ortalamasını dikkate almamaya başladılar çünkü "İki yıl içinde bilgiler değişti ve sizin o bilgilere sahip olmanızın bir değeri yoktur." şeklinde bir argüman da geliştiriyorlar. 

Bu müddet içerisinde öğretmen başına düşen öğrenci sayımız ilköğretimde 16'ya, ortaöğretimde de 12'ye düşmüş durumda. 

Ülkemizin tüm coğrafi bölgelerindeki öğretmen doluluk oranları birbirine yakın bir orana yükselmiş, norm kadro doluluk oranları Doğu Anadolu'da yüzde 89; Güneydoğu Anadolu'da yüzde 88; ülke genelinde ise yüzde 89 oranındadır, seviyesindedir. 

Bu, Türkiye'de artık öğretmen tedariki konusunda çok büyük bir problem yaşamadığımızı ama çeşitli düzenlemelerle bir optimizasyon ihtiyacının da bulunduğu gösteriyor. 

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim ve öğretime erişimin artırılarak fırsat eşitliğinin sağlanması konusunda yaptığımız bazı çalışmalar söz konusu, kısaca onlardan da bahsetmek isterim. 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı ile Bakanlığımız arasında yapılan protokol çerçevesinde 2003 yılından itibaren Türkiye çapında şartlı eğitim yardımı devam ediyor. 
Okul öncesi ve ilköğretime devam eden erkek ve kız çocuklar için belirli ödemeler yapılıyor. Nitelikli bir eğitim için öncelikle eğitim altyapısının tamamlanması gerekiyor. Burada "altyapı" kavramı nedir, ne anlıyoruz; kendimizi ifade etmek bakımından bunu önemsiyorum. 

Altyapının sadece fiziksel bir altyapı olmaktan öte insan kaynaklarıyla ilgili, yazılım altyapısıyla ilgili, sosyal atmosfere ilişkin eğitimin mutabakat sahası kapasitesi altyapısıyla ilgili birçok altyapı parametresinden söz etmek mümkün. 

Bu kapsamda da derslik başına düşen öğrenci sayısını azaltmak ve ikili öğretime son vererek tüm okullarımızda tam gün eğitim ve öğretime geçmek için okul ve ek derslik yapımı çalışmaları da kararlılıkla sürdürülüyor.

Elbette Türkiye'nin bazı sorunları da var göçle ilişkili, Suriye'deki savaşla ilgili ve bizim daha önce 2000'li yılların başında derslik başına 36 öğrenciden söz ederken şimdilerde ortalama 20-24 arası öğrenci sayısından söz ediyor olmamız... 

Aslında 36'da kalsa sınıflar şu anda Türkiye'nin derslik açığı gibi ya da ikili öğretim gibi bir derdi, bir sorunu olmaz ama bütün bunları kendi bağlamında değerlendirip bir maksimizasyon amacından ziyade bir optimizasyon maksadımız olduğunu da ifade etmek isterim. 


Her eğitim kademesinde derslik başına düşen öğrenci sayısı yeni yapılan derslikler sayesinde ülke genelinde her geçen gün azalmaktadır. Bütün bu çalışmalar sonucunda da ilköğretimde 24, ortaöğretimde ise 21'e düşmüştür derslik başına düşen öğrenci sayısı.mebpersonel

Hiç yorum yok


Blogger tarafından desteklenmektedir.