2017 MEB YOL HARİTASI BELLİ OLDU

Bakanlar Kurulunun, 30 Ekim Pazar günü Resmi Gazete'de yayımlanan "2017 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Kararı Eki"nde Milli Eğitim Bakanlığının diğer bakanlıklar ve kurumlarla yapacağı iş birliği çerçevesinde yürütülecek politikalara ve bu kapsamda alınacak tedbirlere yer verildi. 

Okul öncesi eğitimde 2015-2016 yılı verilerine göre, okullaşma oranının 4-5 yaş grubunda yüzde 49,3 olarak belirlendiğine işaret edilen programda, ailelerin sosyoekonomik koşullarından kaynaklanan eşitsizliğin giderilmesinde önemli katkısı bulunan ve eğitimin ileri kademelerindeki başarıya olumlu etkisinin olduğu bilinen okul öncesi eğitimde farkındalığın artırılması ihtiyacının önemine işaret edildi. 

Programda, "İmkanları kısıtlı hane ve bölgelerin erişimini destekleyecek önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu yaş grubundaki net okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 31,3 ile Şırnak iken en yüksek olduğu il yüzde 71,1 ile Nevşehir'de." ifadelerinde bunuldu. 

İlköğretime geç kayıtlar, okula devamsızlık oranlarının yüksekliği, eğitimini bitirmeden ayrılanlar ile başta kızlar olmak üzere kırsal kesimdeki çocukların eğitime erişimindeki sorunlar, okullaşma oranının istenilen düzeyde artmasını engelleyen başlıca faktörler olarak sayıldı. 

Ortaöğretimde brüt okullaşma oranının son 10 yılda yüzde 85'ten yüzde 109,8'e ulaştığı, net okullaşma oranının da 2015-2016 öğretim yılı verilerine göre ülke genelinde yüzde 79,8 olduğu ifade edilen programda, ortaöğretimdeki öğrencilerin yüzde 26,4'ünün açık öğretim lisesine kayıtlı olduğu, bunların yüzde 82'sinin ise çağ nüfusunun dışında bulunduğu kaydedildi.  

- Öğretmenlere yönelik planlamalar 
Öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimin süresi ve niteliğinin yetersizliği ile öğretmenlerin performanslarının değerlendirilememesinin, eğitimin kalitesini olumsuz yönde etkilediğinin altı çizilirken, öğretmen yetiştiren fakülteler ile okullar arasındaki etkileşimin güçlendirilmesi, öğretmen yetiştirme ve geliştirme sisteminin, yeterlilikleri esas alan bir biçimde yeniden yapılandırılması ile kariyer, gelişim ve performans değerlendirme sisteminin oluşturulmasının gerekliliğine işaret edildi. 

Programda, deneyimli öğretmenlerin fırsat eşitliği çerçevesinde dezavantajlı bölgelerde görev yapmalarını özendirici tedbirlerin alınması ihtiyacının önem taşıdığı belirtildi. 

 Öğretmenlerin ülke geneline dağılımında bölgeler arası farklar ve yer değiştirme sıklığının önemine değinilerek, "Ülke genelinde ilkokullarda öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 18, ortaokullarda 15'tir. İlkokullarda öğretmen başına düşen öğrenci sayısının en yüksek olduğu il olan Şanlıurfa'da bu sayı 26, ortaokullarda öğretmen başına öğrenci sayısının en yüksek olduğu il olan Gaziantep'te ise 20'dir." açıklamasına yer verildi. 

 - Tam gün eğitim 
 2017 Yılı Programı'nda, ilköğretimde tam gün eğitime geçme yönünde çalışmalara devam edildiği bildirildi. Bu kapsamda, her eğitim kademesinde tekli eğitime geçilmesine yönelik çalışmalara başlanacak. 

Fiziki altyapı olanakları arttırılarak bütün eğitim kademelerinde ikili eğitim uygulamasına son verilmesine yönelik bir yol haritası çıkarılacak ve uygulamaya başlanacak. 2015-2016 öğretim dönemi itibarıyla tam gün eğitimde okuyan ilkokul öğrencilerinin oranı yüzde 49, ortaokul öğrencilerinin de yüzde 59 olarak belirlendi. 

Ortaöğretimde de bu oran 2014-2015 dönemine kıyasla 8,1 puan artarak yüzde 89,8 seviyesine ulaştı. İlköğretimde ikili eğitim oranının en yüksek olduğu il Gaziantep'te bu oranın yüzde 65,4 olduğu ifade edildi. Birleştirilmiş sınıf uygulamasının sadece ilkokullarda uygulandığı belirtilirken, bu sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin oranının ülke genelinde yüzde 2,9 olduğu vurgulandı. 

Programda yer alan verilere göre 2015-2016 öğretim döneminde ülke genelinde ilköğretimdeki öğrencilerin yüzde 2,1'i sınıf tekrarı yapıyor. Hayırseverlerin 2013-2015 döneminde yaptırdığı da dahil olmak üzere 250 bin yeni derslik yapılarak, derslik başına düşen öğrenci sayısında önemli düzeyde iyileşme sağlandı. 

Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması ve eğitime başlama yaşının erkene çekilmesiyle başta ortaöğretim kademesinde olmak üzere okullaşan öğrenci sayısında ve derslik ihtiyacında artış yaşandı. Türkiye genelinde ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 25'e düşmekle birlikte özellikle göç alan büyük şehirler ile Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerin çoğunda bu sayının yüksek olduğu görüldü. 

- Okul öncesi eğitim kurumlarının sayısı artırılacak 
Bu kapsamda, programa göre, okul öncesi eğitim zorunlu hale getirilecek ve okul öncesi eğitim kurumlarının sayısı artırılacak. Okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesine yönelik mevzuat düzenlemesi yapılacak. 

36-60 aylık çocuklar ile ilkokula kayıt olmamış 60-72 aylık çocukların okul öncesi eğitime kazandırılması amacıyla çocuk başına doğrudan destek ve çeşitli bağış kampanyaları ile bölgeler arasındaki farklar da dikkate alınarak gerekli fiziki altyapı kurulacak. Toplum Temelli Erken Çocukluk Eğitimi Merkezleri kademeli olarak yaygınlaştırılacak. 

 Zorunlu eğitime devam etmeyen çocuklar, eğitime kazandırılacak, kademeler arasındaki geçiş oranları arttırılacak. Öğrenci İzleme Modülüyle temel eğitim öğrencilerinin eğitime devam durumları izlenecek. Erken önleme yaklaşımı içerisinde geliştirilecek müdahalelerle öğrencilerin risk durumlarına çözüm üretilecek. 

Devam ve erişim konusunda il durum raporları hazırlanarak analiz edilecek. Özellikle kız çocukları için pansiyon yapımına ağırlık verilecek. Sınıf tekrarının azaltılması için yetiştirici sınıf ve benzeri uygulamalar yaygınlaştırılacak. Suriyeli öğrenciler için telafi edici uygulamalar arttırılacak.  

- 5'inci sınıflar hazırlık olacak İlkokuldan sonraki ilk yıl, tüm öğrenciler için ortaokula hazırlık sınıfı olarak yeniden yapılandırılacak. Eğitim kalitesini arttırmak ve öğrencilerin ortaokula uyum düzeyini yükseltmek amacıyla 5'inci sınıflarda hazırlık sınıfı uygulamasına geçilecek. 

 - Müfredat yenilenecek Bireylerin en az bir yabancı dili yazılı ve sözlü iletişim kurabilecek şekilde öğrenmesini sağlamak üzere eğitim yöntemleri geliştirilecek ve müfredatta gerekli düzenlemeler yapılacak. Bu kapsamda ortaokula geçişte 1 yıl, hazırlık sınıfı olarak okutulacak. 
Bireylerin dil yeterliliklerini arttırmak için ilkokuldan itibaren eğitimin genelinde yabancı dil derslerine ağırlık verilecek şekilde müfredat güncellenecek. Yabancı dille entegre edilmiş öğrenme yöntemlerine ağırlık verilecek. 5. sınıf hazırlık sınıfı olacak ve öğrencilere sadece yabancı dil ve Türkçe dersleri okutulacak. 

Okul türlerinin azaltıldığı, programlar arasında esnek geçişlerin olduğu, öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelişimleriyle becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktivitelerin daha fazla yer aldığı, bilgi ve iletişim teknolojilerine entegre olmuş bir müfredatın bulunduğu, sınav odaklı olmayan, bireysel farklılıkları gösteren bir dönüşüm programı uygulanacak. 
Temel becerileri, yenilikçiliği ve araştırmacılığı esas alan müfredat programları geliştirilecek ve ülke geneline yaygınlaştırılacak. Öğretim programları, Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi'nin 2, 3 ve 4'üncü seviyelerinde tanımlanan bilgi, beceri ve yetkinlikler esas alınarak geliştirilecek. Mevcut rehberlik programlarının içerikleri yenilenecek.  

- Öğretmenlik cazip hale getirilecek 
Öğretmenlik mesleği cazip hale getirilecek. Öğretmen yetiştiren fakülteler ile okullar arasındaki etkileşim güçlendirilecek. Öğretmen yetiştirme ve geliştirme sistemi, öğrenci ve öğretmen yeterliliklerini esas alan kişisel ve mesleki gelişimi sürekli teşvik eden, kariyer gelişimi ile performansa dayanan bir yapıda düzenlenecek. 

Eğitim fakülteleri, bölüm, ana bilim dalı ile öğretmenlik genel ve alan yeterlilikleri arasında ilişki kuracak şekilde yeniden yapılandırılacak, bu kapsamda müfredat da yenilenecek. 

Ayrıca eğitim fakültesi öğrenci veya mezunlarına eğitim fakültesi dışındaki fakültelerde çift ana dil veya yan dal yapma imkanı sağlanacak şekilde düzenlemeler gerçekleştirilecek. Deneyimli öğretmenlerin dezavantajlı bölgelerde ve okullarda uzun süreli çalışmasının özendirilmesi amacıyla öğretmenlik mesleğinin kariyer basamakları yeniden belirlenecek, özlük hakları sistemine yönelik çalışmalar yapılacak. 

Deneyimli ve nitelikli öğretmenlerin dezavantajlı bölgeler ile okullarda uzun süre çalışmasını teminen farklılaştırılmış ücret modeli dahil olmak üzere özlük hakları sistemine yönelik çalışmalar yapılacak. 

 - Okullara da performans gelecek 
Okul ve eğitim kurumlarının hizmet standartları belirlenecek, rehberlik ve denetimi de içeren bir performans yönetim sistemi kurulacak. 

Rehberlik ile denetim faaliyetleri, çoklu veri kaynaklarının algılamalarına dayalı ve bilgi sistem destekli yürütülecek. Okullara ve kurumlara yönelik rehberlik ile denetim faaliyetleri yaygınlaştırılacak, okul ve kurumların performansları izlenecek. 

 - Yükseköğretimdeki planlamalar 
Bakanlar Kurulunun 2017 Yılı Programında, 2000'li yılların ortalarından itibaren yükseköğretimde önemli gelişmelerin olduğu belirterek, 2006'dan itibaren 58 devlet üniversitesi ve 39 vakıf üniversitesinin kurulduğuna işaret edildi. 

Programda, "Ülkemizde üniversiteler bütün illere yaygınlaştırılmış olup, 111'i devlet ve 62'si vakıf olmak üzere toplam üniversite sayısı 173'e ulaşmıştır. 

Öte yandan 2006'da 423 bin 882 olan örgün yükseköğretim kontenjanı yüzde 100 oranında artarak 2015'te 850 bin 76'ya ulaşmıştır." ifadelerine yer verildi. Programda, 2014'te Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine (ÖSYS) başvuru sayısının ilk defa 2 milyonun üzerine çıkarak 2015'te 2 milyon 8 bin seviyesine, 2016'da da 2 milyon 255 bin 386'ye yükseldiği belirtildi. 

Yükseköğretime talebi karşılamaya yönelik son yıllardaki niceliksel büyümeye rağmen, ÖSYS'ye başvuran aday sayısında yaşanan artış ve başvurular içerisindeki üniversite öğrencisi ile mezunlarının payının, yükseköğretimin niteliğinin arttırılması gereğinin ortaya koyduğuna işaret edildi. 

Eğitimde niteliğin arttırılması için orta öğretim kademesindeki rehberlik hizmetlerinin iyileştirilmesi, kontenjan artış politikasının gözden geçirilmesi ve yükseköğretim ile iş gücü piyasası arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi gibi konu başlıklarının ön plana çıktığı vurgulandı. 

 Programda, YÖK'ün yükseköğretim yönetim sisteminin yeniden yapılandırılmaması ve buna bağlı olarak üniversitelerin idari ve mali özerkliklerinin sağlanamamasının kaliteyi olumsuz yönde etkilediği belirtilirken, "Yükseköğretim Kalite Kurulunun yeniden yapılandırılarak kalite güvence sisteminin altyapısının kurulmasına yönelik çalışmalara hız verilmesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmektedir." ifadesine yer verildi. 

- Yükseköğretim Kanun Taslağı hazırlanacak 
Bakanlar Kurulu'nun 2017 Yılı Programında, yükseköğretim sisteminin, hesap verilebilirlik temelinde özerklik, performans odaklılık, ihtisaslaşma ve çeşitlilik ilkeleri çerçevesinde kalite odaklı rekabetçi bir yapıya dönüştürüleceği kaydedildi. 

Buna göre, özerkliği ve kaliteyi odağına alan bir Yükseköğretim Kanun Taslağı hazırlanacak. Üniversite yönetimi, özerklik ve hesap verilebilirlik temelinde yeniden örgütlendirilecek, öğretim kalitesini ve araştırma kapasitesini artıran, girişimciliği, yeniliği, toplumsal ve ekonomik faydayı ve rekabeti odağına alan yeni bir taslak hazırlanacak. 

Avrupa Yükseköğretim Alanı'na uyum sağlama hedefi doğrultusunda yükseköğretim kurumlarında kalite değerlendirme ve güvencesi çalışmaları ile akreditasyon çalışmalarını yürütmek üzere, yükseköğretim sisteminin planlamasından sorumlu kurumdan bağımsız ve özerk bir kalite güvence kurulunun kurulmasına yönelik yasal düzenleme yapılacak. 

Yeni kurulan üniversitelerde öğretim üyesi açığının yarattığı olumsuzlukları gidermek amacıyla uzaktan eğitim imkanları da kullanılarak gelişmiş üniversitelerin öğretim elemanı ve altyapısından yararlanılacak. Öğretim görevlisi, okutman ve uzman sayısını artırmak suretiyle yeni üniversitelerdeki öğretim elemanı açığının azalması sağlanacak. 

Üniversitelerin sahip oldukları kapalı mekanların fonksiyon bazında envanteri çıkarılacak. Derslik mekanları başta olmak üzere kapalı mekanların verimlilik analizi yapılacak. Yükseköğretime yönelik çalışmaların çıktılarının girdi olarak kullanıldığı Üniversite Yatırım Karar Destek Sistemi kurulacak.  

- Üniversite sınavları yılda birden fazla kez yapılabilecek Öğrencilerin üzerindeki sınav baskını azaltmak amacıyla yükseköğretime geçiş sınavlarının yılda birden fazla kez yapılabilmesi için gerekli teknik altyapı çalışmaları tamamlanacak. 

Plan dönemi sonunda Türkiye'nin uluslararası öğrenci havuzundan aldığı payın yüzde 1,5'e yükseltilmesi hedefinin hayata geçirilmesi için yol haritası niteliğindeki, "Yükseköğretim Sistemi Uluslararasılaşma Strateji Belgesi" hazırlanacak. Yabancı öğrenci ve bilim insanlarının Türkiye'deki eğitim ile öğretim faaliyetlerine katılımını artırmaya yönelik mevcut değişim programlarının kapsamı genişletilecek ve yeni değişim programları tasarlanacak. 

Üniversitelerin sahip oldukları araştırma altyapısı, öğretim üyesi profili ve bulundukları bölgedeki sanayi kuruluşlarının potansiyeli dikkate alınarak uzmanlaşma alanları tespit edilecek. Bunun için akademik personel ile yatırım politikaları teşvik edici biçimde kullanılacak.  

- Girişimci ve yenilikçi bireylerin yetişmesi hedefleniyor Programda, eğitim sisteminin temel amacının, düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, öz güven ve sorumluluk duygusu ile girişimcilik ve yenilikçilik özelliklerine sahip, demokratik değerleri ile milli kültürü özümsemiş, farklı kültürleri yorumlayabilen, paylaşma ve iletişime açık, sanat ile estetik duyguları güçlü, bilimsel gelişmelere açık, mutlu bireylerin yetişmesi olduğu belirtildi. 

Toplumun ve ekonominin ihtiyaçlarına duyarlı, paydaşlarıyla etkileşim içinde, ürettiği bilgiyi ürüne, teknolojiye ve hizmete dönüştüren, akademik, mali, idari açıdan özerk üniversite modeli çerçevesinde küresel ölçekte rekabetçi bir yükseköğretim sistemine ulaşılmasının hedeflendiği vurgulandı.Mebpersonel

Blogger tarafından desteklenmektedir.